Bu çalışmada sûfî şahsiyetiyle asırlar ötesini etkileyen gönül insanı Ebû’l-Hasan el-Harakânî ile İbn Sina’nın görüşmesi ele alınmıştır. Harakânî (d.963/ö.1033), Bayezid Bistâmî’nin manevi vârisi olup İbn Sina’nın da çağdaşıdır. Şeyh, fütüvvet ve melâmî meşrebi gereği sözden çok aksiyon insanıdır. O, maişetini el emeği ile kazanıp, ömrünü nefsini tezkiyeye adamıştır. İlme ve âlime hürmet göstermekle birlikte, daha çok bildiği ile amel etmeye kıymet vermiştir. Diğer taraftan bütün İslam ümmetinin dertleriyle dertlenmiş ve bu yolda büyük mücadeleler vermiştir. İşte bütün bu hususlar, Harakânî’nin “kâmil bir insan” olduğunu göstermektedir. İslam dünyasında İbn Sina künyesi ile meşhur olan Ebû Ali el-Hüseyn b. Abdullah b. Sina’ya (d.980/ö.1037) gelince bilim ve felsefe alanındaki eşsiz konumu sayesinde “eş-şeyhü’r-reîs” unvanıyla bilinir. Batıda ise “Avicenna” adıyla tanınır ve “filozofların prensi” olarak nitelenir. Tasavvufla ilgili çok sayıda eserin telif edildiği ve tasavvufun ilmi bir disiplin haline geldiği bir dönemde yaşayan İbn Sina, çevresinde cereyan eden tasavvufi canlılığa bigâne kalmamıştır. Harakânî’yi ziyarete geldiği klasik tasavvufi eserlerde yerini almıştır. Diğer taraftan el-İşârât’ında yer alan “Makâmâtü’l-Ârifîn” adlı bölüm, onun derin sûfî tecrübelerinin izlerini taşımaktadır.
In this study, the meeting of the great Sufi Ebul Hasan al- Kharaqani and Ibn Sina was discussed. Kharaqani (b.963 / d.1033) the spiritual heir of Bayezid Bistâmi, is also contemporary of Ibn Sina. He is an action man rather than a word. He gained the family's daily needs by working and dedicated his life to purifying his being. Although he values science and scholarship, she prefers to live with what he believes more. On the other hand, he was troubled by all the troubles of the Islamic Ummah. All these points show that Kharaqani is a perfect person. Abu Ali al-Huseyn b. Abdullah b. Sina (b.980 / d.1037) is known as the “eş-şeyhu’r-reis” thanks to his unique position in science and philosophy. In the West, his name is “Avicenna” and he is regarded as the “prince of philosophers”. Ibn Sina lived in a period when many writings about Sufism were copyrighted and Sufism became a scientific discipline. For this reason, he did not remain silent to the mystical vitality around him. His visit to Kharaqani took place in the works of classical Sufism. On the other hand, the section called “Maqamat al-Arifin” in his work el-İşârât carries the traces of his deep Sufi experiences.