XI. yüzyıldan itibaren Türk göçlerine sahne olan Anadolu'da Selçuklular gerçekleştirdikleri mimari eserler ve kurumlarla Anadolu kültürünün kaynaşmasını ve halkın ihtiyaçlarının giderilmesini amaç edinmişlerdir. Bu eserler arasında halkın hizmetine sunulan mabet, medrese, mektep, imaret, zaviye, kütüphane ve darü'ş-şifalar gibi vakıf kurumlarını sayabiliriz. Darü'ş-şifalar, temelde, birer kamusal hayır kurumu olarak tesis edilen hastanelerdir ve en çarpıcı özellikleri bu hastanelerde hastaların tıbbi bakımlarının ve tedavilerinin parasız yapılmış olmasıdır. Bu yönüyle özel olarak darü'ş-şifalar, genel olarak tüm vakıf eserleri sosyal devlet anlayışının bir tür öncüsü olarak değerlendirilebilir.
In Anatolia, as of the 16th century, that witnessed several Turkish migrations, the Seljuk aimed to provide the necessities for the people and to merge the different Anatolian cultures with the help and functions of some architectural works and institutions. Among these works, we can state some charity foundations all rendered for the use of the public such as temples, madrasahs, schools, dervish lodges, libraries, alms houses and cottage houses. Being, in essence, public charity hospitals, the most important aspect of the cottage houses is the fact that they provided free medical care and cure services for the people. In this respect, the cottage houses in particular and all kinds of charity works in general can be regarded as a pioneer for the formation of social state understanding.