Teslis, Hıristiyanların temel inançlarından biridir. Aslen Arapça olan teslis kelimesi, “üçleme”, “üç yapma” ve “üç olarak çağırma” anlamına gelir. Arıca teslis kelimesi yerine bazen “ekanîm-i selase” deyimi de kullanılır. Bu üçleme veya üç uknumdan Baba tanrıyı, Oğul Hz. İsa'yı ve Kutsal Ruh da Hz. İsa'ya üflediğine inanılan tanrı ruhunu temsil eder. Ancak Hıristiyanlar Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'u tanrının üç ayrı görünümü ve belirimi sayarlar ve bu yüzden üçlükte teklik'e inanırlar. Onlara göre Baba, Oğul ve Kutsal Ruh İsa'nın vücudunda toplanmış üç tanrılık kişidir, tümü ezelî ve ebedîdir, birbirlerine üstünlükleri yoktur. Hıristiyanlığın kanonik İncillerinde teslis ifadesi olan Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlüsü, yalnızca Matta İncilindeki bir vaftiz formülünde (Matta:28:19) geçer. Öte yandan teslis terimini ilk kullanan kişinin Antakyalı Theophilus (y. MS. 180) olduğu söylenir. 325 İznik ve 381 İstanbul konsüllerinde teslis dogması Hıristiyanlığın temel inanç esası olarak vurgulanmıştır. Hıristiyanlık tarihinde teslisi çeşitli şekillerde yorumlayıp benimseyen akımlar olduğu gibi bu inancı tenkit edip reddedenler de çıkmıştır. Genellikle Hıristiyanlar “üç kişilikte bir tanrı” anlamını ifade eden teslis fikrinin akılla kavranabilecek bir şey olmadığını, bunun ancak imanla idrak edilebileceğini düşünürler. Şüphesiz bu düşünceye belli bir tarihi süreç içerisinde varılmıştır. Hem öteden beri İslam ilahiyatçılarının teslise yönelik eleştirileri, hem de özellikle Aydınlanma döneminde yapılan din eleştirilerinin bunda önemli payı vardır. İşte bu metin, ünlü Mutezile kelamcısı Kadı Abdulcebbar (415/1024)'ın Hıristiyanlara ait teslis inancına yönelik eleştirisini konu edinmektedir. Yazar teslis hakkında eski Hıristiyan mezheplerinin görüşlerine yer vermekte ve bazı Mutezile üstatlarından da faydalanarak bu görüşleri çeşitli açılardan eleştiriye tabi tutmaktadır.