XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren, Ermenilerin ticarî başarıları, Ermeni toplumu içinde yeni bir sınıf olan amiraları ortaya çıkarmıştır. Özellikle sarraflıkla uğraşan amiralar, kısa zamanda Osmanlı Devleti'nin gelir- gider dengesi içinde önemli roller üstlenmişlerdir. Âmiralar, Osmanlı Devleti'nin ekonomik yapısına olumlu manada katkı yaparken, Ermeni toplumunun bağımsızlığı konusunda da etkin faaliyetler yürüten bu büyük güç sahipleri, Ermeni literatürünün gelişmesine de maddî kaynak sağlamışlardı. Örneğin Düzyan ailesinin bürokrat kademesinde üstlendikleri rol ile devlete üstün hizmetleri dokunmuştu. Balyan ailesi de 1750 yılından XIX. yüzyılın sonlarına kadar devletin mimari çehresine katkı sağlayan ailelerden biri olmuştu. Aynı zamanda eğitim merkezleri, hayır kurumları, hastaneler ve kiliseler kuran Ermenilerin ileri gelen bu aileleri, yani amiralar, İstanbul'a Ermeni izlerini nakşetmişlerdi.
The Regeneratıon Process Of Armenıan Identıtıy And The Formatıon Of The Amira's Class From the end of the XVIII. century, the commercial success of the Armenians was evidenced by the rise of the so-called amira class in Istanbul. The amiras gained prominence mostly as sarrafs who played a critical role in financing the empire's tax-farming system. The amira presence underscored the growth of secular forces in Armenian society, which soon derived their importance from their role in the economy of the city independent of the monarchy. Those very forces were further encouraged by the revival of interest in Armenian literature sponsored by amiras. For their services the Duzians, for example, were awarded management of the imperial mint. The Balyans held the post of chief architect to the Sultan from 1750 to the end of the nineteenth century and were responsible for the construction of virtually all imperial residences and palaces. These Armenian notables, amira's, put their stamp on the Armenian community of Constantinople to establish educational centers, charitable institutions, hospitals, and churches.